Sayfalar

3 Nisan 2012

Yeni sezonun tulumları


 1960'lı yılların en iddialı parçalarından tulumlar, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yılda yükselişini sürdürüyor. Ancak bu yılın değişen trendleriyle birlikte tulumları seçerken dikkat edeceğimiz noktalarda da farklılıklar var. Bu sezonun en revaçta olan trendi çiçekli desenleri tulumlarda bol bol göreceğiz. Bunun dışından her tür baskı, özellikle etnik desenler tulumları süsleyecek. Son zamanlarda jean çılgınlığı yaşandığından kot tulumları da dikkate almak lazım. Bol paçaların moda olmasından dolayı tulumlarda da bol paçalar göreceğiz. Bunların dışında önden fermuarlı ya da düğmeli modelleri sakın es geçmeyin. Derin v yakaların da revaçta olduğunu da hatırlatayım...




 Olivia Palermo, Reiss marka tulum giydi.

 Rihanna son zamanlarda sık sık tulum giyerken görünüyor.



4 yorum:

  1. özellikle desenli olanlardan bir tane alınmalı çok acil:)))
    sevgilerr...
    ozlemtuana.blogspot.com

    YanıtlaSil
  2. Merhabalar, bir suredir sizi sessizce takipteyim. Aslinda genellikle yabanci blog sayfalarini izlemeyi tercih ediyorum. Cunku ulkemizde gercek anlamda guzel ve surekli takip edebilecek kadar ilgi cekici blog sayisi cok az.

    Ancak sunu soylemeden gecmek istemedim : Blogunuzda harika bir is cikariyorsunuz! Emeginize saglik... insan her sabah zevkle aciyor sayfanizi. Selamlar.

    YanıtlaSil
  3. Bu post ile alakasız bir yorumda bulunacağım ben.

    Ya tamam, moda canımız ciğerimiz, zevkle takip ediyoruz da...

    Blogunuzdaki fotoğraflarda canlı renklerle muhteşem kombinlenmiş kıyafetler var. Mint yeşili pantolon, pembe, sarı, fosforlu renkler falan... Ya colorblock ile rengarenk giyilmiş ya da siyahla hafifletilip dengelenmiş bu renkler.

    Ama benim anlamadığım şey şu, bende fosforlu sarı bir pantolon olsa, illa tek bir renkle (siyahla) mı kombinleyebilirim? Ya da ona yakışacak colorblock tarzı bir kıyafet alıp sürekli aynı kombini mi yapmalıyım? Bir kombin keşfettikten sonra, o "aykırı" parçalar için yeni kombinler düşünemiyorum ben. Ya tam anlatamadım ama, bir daha deneyeyim.

    Blogunuzda örnek verdiğiniz resimlerde renkli pantolonlar, renkli çantalar, ayakkabılar görüyorum. Ben onları almaya cesaret edemem, bizde Türk kadını mantığı "Siyah her şeyle giyilir" kalıbı var. Pantolonlarım "zayıf gösterir" diye siyah, kıyafetlerim "kullanımı kolay olur" diye siyah, ayakkabı çanta "her şeyle uyuşur" diye siyah. Renkli kaban modasında bile gittim siyah aldım "modası hiç geçmez" diye. Yani baştan kaybediyorum kombin olayını. Bir de cesaret edip böyle aykırı bir parça alsam; giyemem, neyle giyeceğimi bilemem; bu yüzden elimde farklı parçalar olsa bile "Sıradan", "dikkat çekmeyecek derecede sıkıcı" şekilde kombinleyip çıkıyorum dışarı.

    Zaten bu tür bir kombine cesaret etsem, lookbook'daki gibi mavi parlak pantolon, üzerine siyah deri ceket, içine beyaz bluz, ayakta aykırılık yaratsın diye turuncu ayakkabı, ne bileyim, elde mint yeşili çanta falan... Lookbooktaki kız giydiğinde moda, Türk kızı giyince "Olmamış. Türk kızının moda anlayışı işte bu, zevksiz..." bilmem ne. Fizikten mi kaybediyoruz, nedir? Lookbook bize fikir versin diye orada, evet ama ben o cesareti toplayıp alacağım renkli kıyafeti bir daha giyememe riskine girecek kadar maddi durumu iyi olan biri de değilim.

    İçimi döktüm, bu konuda sadece sizin eleştiri ve yorumlarınızı değil, blogu takip edenlerin de fikrini almak isterim. Dilerim bu yorumu okuyabilir herkes.

    YanıtlaSil
  4. @Cosmos' Style Merhaba , beğenileriniz, güzel yorumlarınız benim için ne kadar kıymetli anlatamam. Çok mutlu ettiniz beni. Çok teşekkürler. Sevgiler...

    @Adsız Gerçekten şahane noktalara parmak basmışsınız. Bizim Türk kadını olarak maalesef kendimize güven sorunumuzun olduğunu düşünüyorum. Kafamızda aşamadığımız çok şey var, bunlardan birisi de şüphesiz moda anlayışımız... Bu blog'u yazarken en başta ilham alabileceğimiz, gerçekten giyebileceğimiz kombinleri ve trendleri paylaşmayı hedefliyorum. Ne kadar başarılı olduğum tartışılır. Benim anladığım lookbook'taki kız gibi giyinmek istediğimiz, lakin buna cesaret (Türk kadını için cürret (!) denmeli belki de) edemediğimiz. Çünkü hep aynı hatayı yapıyoruz: "Elalem ne der", "Beni eleştirirler mi?" vb. düşüncelerle boğuşuyoruz. O yüzden sadece bakmakla yetiniyoruz, giyinmiyoruz. Moda insanın kendini ifade etmesi, dışa vurması bana göre. Ama başkaları ne diyecek korkumuzdan sadece giyinmek için giyiniyoruz.

    Düzgün fiziğin kendine güven için artısı olduğu tartışılmaz...Güzel durmasından ziyade kendine güven doğal olarak istediği gibi giyinmeyi, davranmayı vb. şeyleri sağlıyor. Ama düzgün fizik de bir bahane değil kanımca. Biz kendimize yakıştıramıyoruz. Beyonce, Kardashian vb. ünlüler bize yakın vücut hatlarıyla istediklerini giyiyorlar. Mini giydiği için çok eleştirilen Hadise benim için güzel bir "kendine güven" örneği...
    İnsanların ne diyeceklerini bir tarafa bırakalım bence... Biz kendimizi saklamaya, dikkat çekmemeye alıştırılmışız. Ama biraz düşününce bunlar boş şeyler, önemli olan nasıl hissettiğimiz. Tabi ki hep söylüyorum, moda kurbanı olmamak lazım hiç bir zaman. Trendler ya da markaların dayatmalarını kendi zevkimize ve kişiliğimize uymuyorsa neden kabul edip alıp giyelim? Önce kendini tanımak, zevklerini bilmek, sonra tarzını oluşturmak ve oturtmak gerekiyor giyim konusunda bana göre.

    Yazdıklarınız için çok teşekkür ederim. Konuyu Facebook sayfamda paylaşacağım, bu şekilde daha fazla geri bildirim alırız diye umuyorum.

    Sevgiler,
    Melike

    YanıtlaSil